Sultan Ne Demek?

Sultan Ne Demek?

Sultan (Arapça: سلطان), tarihte pek çok farklı anlamda kullanılmış olan İslamî bir sıfattır. Sözcük olarak “güç”, “otorite”, “yönetici” anlamlarına gelir. Genelde bağımsızlığını ilan eden İslam hükümdarları tarafından kullanılmıştır.

İslâm devletlerinde, hükümdara verilen unvan. “Padişah, hakan, han, hükümdar” manâlarındadır. Sultan tabiri, Müslüman hükümdarlarının bilhassa Sünnî kısmına ait bir unvandır. Sözcük, Süryânice’den alınmış olup, iktidar sahibi demektir. Daha sonraları, hakimiyet, delil ve bürhan manâsına da alınmıştır. Sultan unvanını ilk defa 2. asrın ilk yıllarında, Gazne’de hükümdar bulunan Mahmud İbn-il Emir Sebüktekin kullandı.

Hilâfet, Emevî ve Abbasî sultanlarında bulunduğundan, bunlara mecazen halife, diğer büyük İslâm devletlerinin emirlerine, hükümdarlarına sultan denildi.

Sultanlık, Gazneliler’den, Selçuklular’a ve onlardan da Osmanlılar’a geçti. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’e, Abbasî hilâfet merkezini, Şiî Büveyhoğullarının tahakkümü altından kurtardığından Abbasi halifesi tarafından “Karaların ve Denizlerin Sultanı” unvanı verilmişti. Haçlılar’a karşı kahramanca müdafaasıyla şöhret bulan Kılıç Arslan, Sultan-ı İklim-i Rum lâkabıyla meşhurdur.
Fatih Sultan Mehmed

Osmanlı Sultanları, Orhan Gazi’den itibaren, kitabelerinde hep sultan tabirini kullandılar. Sikke üzerinde ilk defa sultan sıfatını kullanansa Birinci Murad Han’dır. Emir Süleyman’ın sikkelerinde yalnız “Emir Süleyman” ibaresi görülür. Çelebi Sultan Mehmed, Sultan ve Sultan-ı Âzam, Es-Sultan-ül Melik-ül Âzam ibaresi bulunan ve Akçe-i Osmanî denilen gümüş sikkeleri kestirdi. İkinci Murad Han’ın bazı sikkelerinde Sultan unvanı bulunduğu gibi, halefleri de paralarında bu tabiri bol miktarda kullanmışlardır. Sultan Çelebi Mehmed’e kadar Osmanlı padişahları için resmî kayıtlarda Sultan yerine “Bey” unvanı kullanılmıştır. Sultan sözcüğü Sultan-üs-Selâtin, Sultan-ül-Mücâhidin, Sultan-ül-Guzât, Emir-ül-Kebir unvanları gerek tazimen, gerek umumi surette, padişahlar hakkında kitaplara ve kitabelere yazılmıştır.

Abbasî Halifesi, Sofya’nın fethi üzerine Murad Hüdâvendigâr’a yazdığı mektupta “Sultan-ül-Guzât, El-Mücâhidin” diye hitap ediyordu.

Batı dillerinde mutlak manâda Sultan sözcüğü, yalnız İstanbul’da oturan padişah manâsına gelir. Türkler ise kendi hükümdarlarına yalnız kullanırken, Sultan değil, Padişah derler. Sultan sözcüğünü, ancak isimle beraber, Sultan Osman, Sultan Abdülaziz şeklinde kullanır veya Murad Han, Abdülmecid Han derler. Yalın sözcük olarak “Padişah” kullanırlardı.

Padişah, Türk imparatoru sıfatıyla hakan, İslâm imparatoru sıfatıyla sultandı. Padişahların kız ve erkek çocukları, anneleri ve kadınları için de isminden sonra, Hadice Turhan Sultan’da olduğu gibi sultan unvanı kullanılırdı.

Osmanlılar tarafından da, hem Padişahlar, hem de hanedanın kadın üyeleri için kullanılmıştır. Örneğin Sultan Süleyman ve Esma Sultan.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu