Ahmed Hikmet Müftüoğlu Kimdir?

Ahmed Hikmet Müftüoğlu Kimdir?

Servet-i Fünun ilkelerini benimseyerek yazdığı eserlerdir.1896 yılında Servet-i Fünn Topluluğun’a katılır. Bu dönemde hikâye türünde yazdığı iki eser vardır Haristan ve Gülistan’dır Ahmed Hikmet’in Edebiyat merakı daha lise yıllarında başlamıştı. Bu alandaki merakının, aileden gelen bir haslet olduğunu ifade eder. İlk olarak Asır Kütüphanesi neşriyatı arasında çıkan Leyla Yahut Bir Mecnunun İntikamı yayınlandı. Daha sonra Fransızcadan Tuvalet ve Letafet ve Bir Riyazînin Muaşakası adlarında iki eser tercüme ettiyse de, doğu ile batı kültürünün çok farklı olduğunu görerek bir daha eser tercüme etmedi.

Ahmet Hikmet’in Edebiyatçı şöhretini yapan ilk önemli eseri, içinde birtakım küçük hikayeler bulunan “Haristan ve Gülistan” adlı kitabıdır Bu eserin edebi neviler açısından dikkate değer parçası aynı zamanda bütün kitaba ismi verilen masal kitabıdır Avrupalıların “Comte” dedikleri masal çeşidinin Yeni Türk Edebiyatındaki ilk güzel örneğidir .Bu eser eski Edebiyat tarzı üzerine yazılmıştır.

Servet-i Fünun devrinde, İkdam ve Servet-i Fünun Dergisinde yazdığı hikâye ve nesirlerini 1901 yılında Haristan ve Gülistan adlı eserlerde topladı. Bu iki eserinde Ahmed Hikmet Müftüoğlu, daha iyi tesir yapmak, gönülleri heyecanlandırmak için mübalağalı bir üslub kullandığını, ağır ve anlaşılması güç Serveti Fünun dilini işlediğini ve hayal mahsulü konular anlattığını bizzat kendisi söyler. Kendisinin de ifade ettiği sebeplerden dolayı bu iki eseri fazla itibar kazanamamıştır.

2)Türkçülük Akımını Benimsediği Dönem

İkinci Meşrutiyetten sonra, zamanın modasına uyarak o da Turancılık Edebiyatı akımına uymuştur. Bu akıma bağlı olarak yazdığı yazıların büyük kısmını Çağlayanlar (1922) adlı eserinde toplamıştır. Bu eserinde yazar arı Türkçeciliğe yönelmiş, fakat bu defa da kelime uydurma ve Serveti Fünundan kalma hayalcilikten kendini kurtaramamıştır. Çağlayanlar isimli, tamamen Milli hikayeler ve nesirler kitabıdır. Çağlayanlar 1908′ den sonraki Türkçülük hareketlerinin, Milli kültür ve Milli heyecanla yoğrulmuş zengin verimlerden biridir.

Gönül Hanım adlı romanı Tasvir-i Efkâr Gazetesinde tefrika edilmiş ve 1970′de kitap olarak bastırılmıştır. Ahmed Hikmet, yazılarında daha ziyade kelime bulmaya ve üsluba dikkat ettiği için, konulara dikkat etmemiş ve bu yüzden zamanındakilerin ayarında bir edebiyatçı olamamıştır.

Gönül Hanım romanı Ahmet Hikmet’in Türkçülük idealini sembolleştiren bir romandır. Teknik bakımından bir romanda bulunması gereken bütün unsurları bu romanda görmek mümkün değildir. Roman daha çok bir tarih araştırması, ilmi bir inceleme niteliğindedir. Bütünlükten uzaktır. İstenilen yerden açılıp okunabilir. Yani olaylar zincirleme olarak birbirine iyi bağlanmamış, olay örgüsü zayıftır .

Kültürel manada Turancılıktır. Onun Turancılığı coğrafi ve siyasiden çok, kendi ifadesiyle” Bence Türk birliği hatta İslam Birliği demek Türk Kültürünün, İslam İlminin Birliği demektir.”

Ahmed Hikmet Müftüoğlu Fikirleri ve Edebi Kişiliği:

Türkçü ve Türkçeci yazarlarımızın önde gelenlerinden Ahmet Hikmet Müftüoğlu Milli Edebiyatcılarımızın milliyetçi hareketini temsil etmiştir.Türkçülüğü siyasi sahada savunan isimlerimizdendir. Yazarlığa Servet-i Fünuncular içinde başlamış, meşrutiyetten sonra Türkçülük ülküsünü benimsemiş ve Servet-i Fünunculardan ayrılmıştır. Müsbet ilimlerle ilgili tercümeler yapmış ve Hazine-i Fünun ile Servet-i Fünun dergilerinde yayımlatmıştır. 1894–1900 yılları arasında aynı dergilerde hikâyelerini sunmuştur. 1908′den sonra sanatını sosyal konulara yönlendirmiştir. Ölümüne kadar bu fikre bağlı kalmış, edebi alanda Çağlayanlarda hikâyeleri ve Gönül Hanım adlı romanında bunu sergilemiştir. Türk toplum yapısını Çağlayanlar’daki 16 hikâyesinde ortaya koymuştur.

Ahmed Hikmet Müftüoğlu’nun Eserleri:

Gönül Hanım’da; Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas cephesinde Ruslara esir düşen bir askerin Türkistan’daki esir kampında Gönül adlı bir Tatar kızının rehberliğinde, eski Türk ülkelerini dolaşmasını ve ülkü birliği yaptığı bu kızla arasındaki sevdayı anlatır. Türk tarih ve medeniyetinin eskiliği ve Türk birliği üzerinde durur. Türkçülük çalışmalarına katıldıktan sonra ortaya koyduğu eserlerinde millî kimlik ön plana çıkmış, dil sadeleşmiştir. Eserlerinden diğerleri; Leyla Yahud Bir Mecnunun İntikamı (1890), Haristan ve Gülistan (1890), Çağlayanlar (1922), Gönül Hanım (Tasvir-i Efkar’da tefrika, 1920, yeni yayını 1971), Salon Köşeleri, Bir Tesadüf, Bir Safha-i Kalb, Kadın Ruhu, Silinmiş Çehreler, Beliren Simalar adlı kitaplardır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu