Sorularıma cevap verebilir misiniz?

Sorularıma cevap verebilir misiniz?
1-Evimizde güneş enerjisi ile suyun ısınması nasıl gerçekleşmektedir?
2-Yansıtıcı yüzeylerin ısı yalıtımı sağlaması için ayne cepheli binalar yapılmaktadır.Bu uygulama ısı yalıtımını nasıl sağlar?
3-Yansıtıcı yüzey uygulamaları gözlüklerde hangi amaçla kullanılmaktadır?

Yansıtıcı yüzey uygulamaları gözlüklerde hangi amaçla kullanılmaktadır?

3)Bu yansıtıcı ortamların herhangi birindeki milimetre, hatta mikron (yani milimetrenin binde biri) düzeyindeki bozukluklar resmin retinaya doğru olarak yansımasını engeller. Bu nedenle bazen cisim ile gördüğümüz cisim arasında farklar oluşur. İşte bu küçük farkları ortadan kaldırabilmek için wavefront teknolojisi geliştirilmeye çalışılmaktadır; bu teknolojide gözün beş tabakasından geçerek gelen ışın demeti tekrar beş tabakadan geri döndüğünde bir ekranında toplanarak bilgisayar tarafından yorumlanır ve tüm hataları düzeltilmeye çalışılır. Böylece oluşacak görüntünün tüm hatalardan arındırılmış pırıl pırıl bir görüntü olması arzulanır. Ama acaba hakikaten öyle bir görüntü oluşmakta mıdır veya oluşabilecek midir ? Bugünkü wavefront teknolojisi uygulanarak yapılan ekzimer lazer veya LASIK müdahaleleri mutlaka direkt uygulanan lazer teknolojisinden daha iyi sonuç vermektedir. Fakat daha alınması gereken çok uzun bir yol vardır. Çünkü, görüntü yukarıda sıraladığım beş ortamdan geçip tekrar geri döndüğünde her ortamdaki küçük hatalar bir sonraki ortamdaki hatalarla birleşerek geometrik yanlışlara neden olabilmektedirler. Bu nedenle wavefront teknolojisi şu anda herkese önerilecek bir teknoloji değildir. Ama eğer daha önceden sonucu kötü olan bir ekzimer lazer uygulaması geçirmişseniz, mutlaka wavefront teknolojisi ile eski lazer uygulamasındaki hataların düzeltilmesi gerekir. Ayrıca, wavefront teknolojisinde her hasta için ayrı bir bilgisayar kartı kullanıldığından dolayı bu teknoloji ile uygulanan lazer müdahalesinin maliyeti klasik uygulamanın hemen hemen iki mislidir.
Sorularıma cevap verebilir misiniz? Konusuna Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Yalıtkanlar insan hayatını nasıl etkiler, nasıl korur? acillllll Soru-Cevap 25 19 Şubat 2012 14:01
Atatürk’ün kişiliği hakkında İngilizce soru cevap örnekleri verir misiniz? Ziyaretçi Soru-Cevap 4 25 Aralık 2011 14:17
Meddah örnekleri verebilir misiniz? trsades Soru-Cevap 2 18 Nisan 2011 11:04
İnsan davranışları hakkındaki sorulara cevap verir misiniz? Alegro Soru-Cevap 3 17 Nisan 2009 19:02
Cevap Nedir? Blue Blood X-Sözlük 0 24 Şubat 2009 15:35

26 Nisan 2009, 19:24 Sorularıma cevap verebilir misiniz? #2 (link)
Blue Blood
Eski Üyelerin Ruhları

Yansıtıcı yüzey uygulamaları gözlüklerde hangi amaçla kullanılmaktadır?

3)Bu yansıtıcı ortamların herhangi birindeki milimetre, hatta mikron (yani milimetrenin binde biri) düzeyindeki bozukluklar resmin retinaya doğru olarak yansımasını engeller. Bu nedenle bazen cisim ile gördüğümüz cisim arasında farklar oluşur. İşte bu küçük farkları ortadan kaldırabilmek için wavefront teknolojisi geliştirilmeye çalışılmaktadır; bu teknolojide gözün beş tabakasından geçerek gelen ışın demeti tekrar beş tabakadan geri döndüğünde bir ekranında toplanarak bilgisayar tarafından yorumlanır ve tüm hataları düzeltilmeye çalışılır. Böylece oluşacak görüntünün tüm hatalardan arındırılmış pırıl pırıl bir görüntü olması arzulanır. Ama acaba hakikaten öyle bir görüntü oluşmakta mıdır veya oluşabilecek midir ? Bugünkü wavefront teknolojisi uygulanarak yapılan ekzimer lazer veya LASIK müdahaleleri mutlaka direkt uygulanan lazer teknolojisinden daha iyi sonuç vermektedir. Fakat daha alınması gereken çok uzun bir yol vardır. Çünkü, görüntü yukarıda sıraladığım beş ortamdan geçip tekrar geri döndüğünde her ortamdaki küçük hatalar bir sonraki ortamdaki hatalarla birleşerek geometrik yanlışlara neden olabilmektedirler. Bu nedenle wavefront teknolojisi şu anda herkese önerilecek bir teknoloji değildir. Ama eğer daha önceden sonucu kötü olan bir ekzimer lazer uygulaması geçirmişseniz, mutlaka wavefront teknolojisi ile eski lazer uygulamasındaki hataların düzeltilmesi gerekir. Ayrıca, wavefront teknolojisinde her hasta için ayrı bir bilgisayar kartı kullanıldığından dolayı bu teknoloji ile uygulanan lazer müdahalesinin maliyeti klasik uygulamanın hemen hemen iki mislidir.
26 Nisan 2009, 19:25 Sorularıma cevap verebilir misiniz? #3 (link)
Blue Blood
Eski Üyelerin Ruhları

2)Yansıtıcı yüzeylerin ısı yalıtımı sağlaması için ayne cepheli binalar yapılmaktadır.Bu uygulama ısı yalıtımını nasıl sağlar?

Binalara yapılan ısıl yalıtım örneği: Termal duvar
Yalıtım, herhangi bir yalıtım malzemesi kullanılarak, ortamdan dışarı olan enerji akışının indirgenmesidir. Yalıtım malzemelerinin (yalıtkan) çeşitli tipleri vardır:
Isı akışını indirgemek için, ısıl (termal) yalıtkanlar.
Elektrik akışını önlemek için, elektrik yalıtkanlar.
Ses dalgalarını indirgemek için, akustik yalıtkanlar.
Bir malzeme her anlamda yalıtkan olmayabilir. Örneğin, elmas mükemmel bir elektrik yalıtkanı iken, çok kötü bir ısı yalıtkanıdır. Sentetik haldeki saf elmas, ısıyı bakırdan daha iyi iletir ve oda sıcaklığında bilinen en iyi ısıl iletkenlik katsayısına sahip katı malzemelerden biridir. Yani oda sıcaklığında bilinen en kötü yalıtkanlardan biridir.
Isı, doğal olarak yüksek sıcaklıktan, düşük sıcaklığa doğru akar ve direncin en az olduğu yol boyunca en fazla ısı akışı oluşur. Yüksek sıcaklık bölgesinin yanından, düşük sıcaklık bölgesine bir sıcaklık gradyeni oluşur. Isıl yalıtım, sıcaklık gradyeni içinden olan ısı akışını düşürerek, sıcaklık gradyenini korur.
Büyük alet/araçların birçoğunda yalıtım yer alır. Örneğin, fırınlarda, soğutucularda, dondurucularda ve su ısıtıcılarında. Çoğu halde, yalıtım çevreye olan ısı kaybını engellemeye yarar. Diğer hallerde ise, çevreden gelen ısıya karşı koruma sağlar.

Isı Transferi ve Yalıtım

Ana madde: Isı yalıtımı

Giydirme Cephe Yalıtımı

Isı transferi üç yolla olur.
Kondüksiyon ya da iletim , madde veya cismin bir tarafından diğer tarafına ısının iletilmesi ile oluşan ısı transferinin bir çeşididir. Isı transferi daima yüksek sıcaklıktan, düşük sıcaklığa doğrudur. Yoğun maddeler genelde iyi iletkendirler; örneğin metaller çok iyi iletkenlerdir.
Konveksiyon ya da taşınım, katı yüzey ile akışkan arasında gerçekleşen ısı transferinin bir çeşididir. Akışkan içindeki akımlar vasıtası ile ısı transfer edilir. Akışkan içindeki veya akışkanla sınır yüzey arasındaki sıcaklık farklarından ve bu farkın yoğunluk üzerinde oluşturduğu etkiden doğabilmektedir.
Işınım yolu ile ısı transferi, fotonlar (elektromanyetik radyasyon) yolu ile olan ısı transferidir.
Yalıtkanlar, bu ısı transfer yöntemlerindeki ısı akışlarının düşürülmesi ile yalıtım sağlar. Örneğin; ince bir köpük (strafor) tabakası konveksiyon ve kondüksiyon ile olan ısı geçişini düşürür. Yansıtıcı bir metalik film veya beyaz boya ısıl yayınımı düşürür. Bazı malzemeler bir ısı transfer yöntemi için iyi bir yalıtkandır, fakat diğeri için kötü olabilir. Örneğin, metal bir tabaka ışınım için iyi bir yalıtkandır, fakat iletim için çok kötü bir yalıtkandır.

Yalıtım İhtiyacının Nedenleri

Çoğu ülkede, ısıtma ve soğutma işi için oldukça büyük miktarda enerji yani para harcanmaktadır. Evler ve binalar verimli ve doğru bir şekilde yalıtıldığında:
Enerji verimi artacak ve parasal olarak tasarruf sağlanacaktır.
Yalıtımın korunması için, ekstra bir güç ve maliyete gerek yoktur, kalıcıdır ve genelde bakım gerektirmez.
Konforu arttırır. Bina boyunca, sıcaklık dağılımı daha homojen olur.
Yalıtım, dışardan gelen gürültüyü emdiği için, ses yalıtımı da sağlar.
Genel bir kazanç olarak da, yalıtım sayesinde ısınma amacı ile yakılan yakıttan çevreye olan zararlı atık gaz geçişi azalmış olur.
Eğer bina kötü yalıtılmış ve kötü havalandırılıyorsa şu işaretler görülür:
Kış aylarında, taban altı ve tavan aralarında çiğlenme ve donmuş yüzeyler oluşur.
Yaz aylarında, tavan arası son derece sıcak ve bunaltıcı olur.
Yalıtımın mutlaka tüm bina ihtiyacı gözönünde bulundurularak yapılması gereklidir. Sadece yaşam mekanlarının yalıtımı, tavan ve taban yalıtımı olmadan doğru yalıtım şekli değildir. Bina ısısının sürekliliğini koruyabilmek için mutlaka ısı kaybı olan tüm alanların saptanması ve yalıtımda göz önünde bulundurulması gereklidir.

Isı Yalıtım Malzemeleri

Isı yalıtım malzemesi: perlit

26 Nisan 2009, 19:26 Sorularıma cevap verebilir misiniz? #4 (link)
Blue Blood
Eski Üyelerin Ruhları

1)Evimizde güneş enerjisi ile suyun ısınması nasıl gerçekleşmektedir?

Güneş panelleri güneş ışığını direkt olarak elektriğe çevirirler. PV (Fotovoltaik) hücreleri daha önce sıkça hesap makinelerinde ve saatlerde kullanılmıştır. Fotovoltaik hücreler bilgisayar çiplerinde kullanılan yarı iletken malzemeden üretilmektedirler. Güneş ışığı bu maddeler tarafından absorbe edildiği zaman, elektronlar bulundukları atomlardan ayrılarak madde içinde serbest kalırlar ve böylece bir elektrik akımı oluşur. Işığın (fotonların) elektriğe (voltaj) dönüşümüne fotovoltaik efekt adı verilmiştir.
12-24 panellik bir sistem normal bir evin tüm elektrik ihtiyacını karşılayabilir, endüstri uygulamaları veya elektrik santralleri için binlerce güneş panelinin kullanıldığı büyük sistemler kurulmaktadır.
Bir güneş hücresinin performansı verimi ile ölçülmektedir. Aldığı enerjinin yüzde kaçını kullanılabilir elektriğe dönüştürdüğü verimi belirleyen en önemli parametredir. Ancak belli dalga boylarındaki ışık elektriğe dönüştürülebilir, geri kalan büyük miktar hücreyi oluşturan madde tarafından ya emilmekte ya da yansıtılmaktadır. Bundan dolayı günümüzde tipik bir güneş hücresinin verimi %15 civarındadır, yani aldığı enerjinin sadece altıda birini elektriğe çevirmektedir
Düşük verim daha geniş alan ihtiyacı, dolayısı ile daha yüksek maliyet demektir. Bundan dolayı günümüzdeki tüm çalışmalar güneş hücrelerinin verimini arttırmak için yapılmaktadır. 1950 yılında yapılan ilk güneş hücresinin verimi %4 ve Watt başına maliyeti 750 USD civarındaydı.
Tüm solar panellerimiz alüminyum çerçeveli veya laminat, çerçevesiz olarak üretilmektedir. -40ºC ve +85ºC dereceler arasında sorunsuzca çalışmakta olan güneş panellerinin korozyon ve UV ışınlarına karşı özel koruması vardır. Anti reflektif özel yüzeyi ile maksimum güneş ışığı absorbe edilmekte ve yansımalar önlenmektedir. Evsel uygulamalarda genelde 4-24 adet arası güneş paneli büyük telekom uygulamalarında ise 80-120 adet güneş paneli kullanılmaktadır. Seri ve paralel bağlamalarla istenilen DC akımı (12-24-48V DC) elde etmek mümkün olmaktadır.
Mevsimlere bağlı olarak farklı açılarla güneşe doğru yönlendirme yapılarak her mevsimde maksimum verim alınması mümkün olmaktadır. Türkiye için genelde geçerli olan 60º kış eğimi sayesinde ve panel camlarının özelliği nedeni ile buzlanma veya kar birikmesi olmamaktadır.
26 Nisan 2009, 19:46 Sorularıma cevap verebilir misiniz? #5 (link)
broken*
Ziyaretçi
3/Güneş, içindeki nükleer füzyon olayı nedeniyle, değişmez bir oranla 3,8 x l020MW’lık (380 milyon x milyon x milyon me-gawatt) bir enerji yayar. Bu da Güneş kütlesinden, saniyede 4 milyon tonun eksilip enerjiye dönüşmesine yolaçar. Dünya’nın Güneş çevresindeki yörüngesi, elips biçimindedir. Bu yüzden atmosferin hemen dışında, km2’ye, güneşin yakın olduğu zamanlarda (3 Ocak) 1399 MW’lık, uzak olduğu zamanlarda ise (4 Temmuz) 1309 MW’lık enerji düşer. Dünya atmosferinin dışından bakıldığında, güneş ışığındaki enerji dağılımı, 6 000°K’deki bir karacisminkine (karacisim, enerjiyi yetkin biçimde soğurup salabi-len bir kütledir) çok yakındır; ama bu ışınlar Dünya atmosferinden geçerken değişir. Güneş ışığı tayfındaki morötesi bileşen, 50 km yüksekteki ozon tabakasında, kızılaltı bileşenin bir bölümü de, su buharı ve karbon dioksit tabakasında soğurulur. Ayrıca, ışık demetinin bir miktarını, hava molekülleri ve toz parçacıkları dağıtır. Dağıtılmış ışığın büyük bir bölümü, yayınmiş biçimde yeryüzüne ulaşır ve dal-gaboyu kısa olan en çok saçılmaya uğrayacağından, gökyüzü genellikle mavi renkte görülür. Bütün bu etkilerin ortaya çıkış derecesi, Güneş’in yüksekliğine ve yerel atmosfer koşullarına bağlıdır. Bu yüzden, yeryüzünün herhangi bir noktasında güneş şiddeti ya da güneşlenme, mevsimlere ve günün saatlerine bağlı olarak düzenli biçimde, bulut örtüsüne bağlı olarak da düzensiz biçimde değişmektedir. Açık havada, Güneş tam tepede olduğu zaman en büyük şiddet değeri 1 000 MW/km2’dir, ama genellikle, ortalama sayılar bunun altında kalır. Yıllık en yüksek güneşlenme, tropikal bölgelerdeki çöllerde oluşur (Ekvator çevresinde, havadaki yüksek nem, güneşlenmeyi bir ölçüde düşürmektedir).
Dünya’ya düşen güneş enerjisi, kara ve denizlerin yüzeylerini ısıtır, sularda buharlaşmaya neden olur. Güneş’ten gelen bu enerjinin yalnızca çok küçük bir oranı (% 2’den az), ya rüzgar ve dalga gibi mekanik enerjiye dönüşür ya da kimyasal enerji deposu olarak, fotosentez (ışılbireşim) yoluyla bitkilerde toplanır. YEL DEĞİRMENİ ve benzeri KORUNUM TEKNOLOJİSİ araçlarıyla bu enerjinin bir bölümü kullanılabilirse de, güneş enerjisinin bu türünden şimdilik tam anlamıyla yararlanıldığı söylenemez. Yeryüzüne on beş gün içinde, dünyadaki kömür, gaz ve petrol kaynaklarının toplamı değerinde güneş enerjisi düşer. Ancak, önemli oranda enerji toplayabilmek için, çok büyük alanları kapsayan toplayıcılara gerek vardır.
1 Ekim 2009, 16:32 Sorularıma cevap verebilir misiniz? #6 (link)
Misafir
Ziyaretçi
cu+2H2 so4___cuso4+so2+2h2o burada cu 32gram 2h2 so4 98 gram —–işareti ok işaretidir cu so4 80 gramdır so2 32 gramdır 2h2o kaç gramdır bunun cevabını biliyorum 32+98=130 80+32=112 130-112=18 dir işte buna benzer denklem istiyorum şu bu kadar gram bu bu kadar gram diye ne olur bana yardım edin
18 Ocak 2011, 14:08 Sorularıma cevap verebilir misiniz? #7 (link)
Misafir
Ziyaretçi
günümüzde enerji depolayabilmek için genellikle doğrusal akım kullanılıyor. sebebi nedir.
10 Nisan 2011, 19:29 Sorularıma cevap verebilir misiniz? #8 (link)
Misafir
Ziyaretçi
1) Bu sistemler, arkası ışığı emen, siyah madde ile kaplanmış bir panelden ve su deposundan oluşur. Panel içerisinde depodan ev musluğuna doğru dolaşarak giden su yolları bulunur. Şehir şebekesinden gelen su depoda tutulur, suyun bir kısmı paneldeki su yollarını doldurur ve burada bekler. Beklerken ısınır. Musluk açıldığında bu yollarda birikmiş ve ısınmış olan su akar, yerine depodan yeni gelen su dolar ve o su da zamanla ısınır.

2) Bir malzeme her anlamda yalıtkan olmayabilir. Örneğin, elmas mükemmel bir elektrik yalıtkanı iken, çok kötü bir ısı yalıtkanıdır. Sentetik haldeki saf elmas, ısıyı bakırdan daha iyi iletir ve oda sıcaklığında bilinen en iyi ısıl iletkenlik katsayısına sahip katı malzemelerden biridir. Yani oda sıcaklığında bilinen en kötü yalıtkanlardan biridir.
Isı, doğal olarak yüksek sıcaklıktan, düşük sıcaklığa doğru akar ve direncin en az olduğu yol boyunca en fazla ısı akışı oluşur. Yüksek sıcaklık bölgesinin yanından, düşük sıcaklık bölgesine bir sıcaklık gradyeni oluşur. Isıl yalıtım, sıcaklık gradyeni içinden olan ısı akışını düşürerek, sıcaklık gradyenini korur.
Büyük alet/araçların birçoğunda yalıtım yer alır. Örneğin fırınlarda, soğutucularda, dondurucularda ve su ısıtıcılarında. Çoğu halde, yalıtım çevreye olan ısı kaybını engellemeye yarar. Diğer hallerde ise, çevreden gelen ısıya karşı koruma sağlar.

3) Bu yansıtıcı ortamların herhangi birindeki milimetre, hatta mikron (yani milimetrenin binde biri) düzeyindeki bozukluklar resmin retinaya doğru olarak yansımasını engeller. Bu nedenle bazen cisim ile gördüğümüz cisim arasında farklar oluşur. İşte bu küçük farkları ortadan kaldırabilmek için wavefront teknolojisi geliştirilmeye çalışılmaktadır; bu teknolojide gözün beş tabakasından geçerek gelen ışın demeti tekrar beş tabakadan geri döndüğünde bir ekranında toplanarak bilgisayar tarafından yorumlanır ve tüm hataları düzeltilmeye çalışılır. Böylece oluşacak görüntünün tüm hatalardan arındırılmış pırıl pırıl bir görüntü olması arzulanır. Ama acaba hakikaten öyle bir görüntü oluşmakta mıdır veya oluşabilecek midir ? Bugünkü wavefront teknolojisi uygulanarak yapılan ekzimer lazer veya LASIK müdahaleleri mutlaka direkt uygulanan lazer teknolojisinden daha iyi sonuç vermektedir. Fakat daha alınması gereken çok uzun bir yol vardır. Çünkü, görüntü yukarıda sıraladığım beş ortamdan geçip tekrar geri döndüğünde her ortamdaki küçük hatalar bir sonraki ortamdaki hatalarla birleşerek geometrik yanlışlara neden olabilmektedirler. Bu nedenle wavefront teknolojisi şu anda herkese önerilecek bir teknoloji değildir. Ama eğer daha önceden sonucu kötü olan bir ekzimer lazer uygulaması geçirmişseniz, mutlaka wavefront teknolojisi ile eski lazer uygulamasındaki hataların düzeltilmesi gerekir. Ayrıca, wavefront teknolojisinde her hasta için ayrı bir bilgisayar kartı kullanıldığından dolayı bu teknoloji ile uygulanan lazer müdahalesinin maliyeti klasik uygulamanın hemen hemen iki mislidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu