Hitit kabartmaları en çok nerelerde görünür?

Hitit kabartmaları en çok nerelerde görünür?
Hitit Heykel (Kabartma) Sanatı
Hitit sanatında heykelin çok büyük anlamı ve önemi vardı; çünkü tanrı heykelleri yurtlarının kutsal simgeleri olarak görülüyordu. Büyük Kral Muvatalli ülkenin başkentini Hattuşa’dan Adana civarındaki Dattaşşa’ya naklettiği zaman, tanrı heykellerini de oraya götürmüştü. Çünkü kendisi Mısır savaşıyla uğraşırken Kaşgaların Hattuşa’yı zaptetmelerinden ve tanrı heykellerini ellerine geçirmelerinden korkuyordu.

Tanrı Heykelleri
Boğazköy’de Büyük Tapınak’ta avlunun kuzeyinde doğudaki büyük odada Gök Tanrısı’nın heykeli bulunduğu biliniyordu. Onun batısındaki odada da büyük tanrıçanın heykeli bulunması lazım geldiğini ilk defa bu satırların yazarı saptamıştır (E.Akurgal, Die Kunst Anatoliens, München 1961, s.68). Bu iki heykelin dışında muhakkak ki başka eserler de vardı. Ancak onların nerede yer aldığını bilmiyoruz. Buna karşılık tanrı kabartmaları, aşağıda göreceğimiz gibi bollukla ele geçmiştir .

Lugal Gal (Büyük Kral) Heykelleri
Hititler kral ve büyük kral sözcüklerini Sümer dilinden almışlardır.

Lu=Adam,
Gal=Büyük,
Lugal=Büyük Adam=Büyük Kral

anlamına geliyor. Lugal Gal heykellerinden de birçok örnek mevcut olduğu şüphesizdir. Ancak bunlardan hiçbiri günümüze gelmemiştir. Yalnız Yazılıkaya’nın B Galerisi’nde Kral Tuthaliya’ya ait olduğunu sandığımız heykelin altlığı korunmuştur. Lugal Gal kabartmalarına gelince aşağıda göreceğimiz gibi, onlardan birçok örnek ele geçmiştir.
Anadolu’da anıtsal heykel Hititlerle başlar. Yazılı kaynaklarda büyük boy heykellerden sıkça söz edilin Alaca’da ve Boğazköy’de gördüğümüz sfenks heykelleri günümüze değin gelmiş örneklerdir.

aslanliheykel

Hitit figüratif sanatı başlangıçta büyük ölçüde Şark örneklerinden esinlenmiştir. Tanrıların boynuzlu başlıkları, giysiler ve özellikle dinsel ve mitolojik konular Şark etkisi sergilerler. Ancak Büyük Krallık Dönemi’nde kişiliğini bulan Hitit figüratif sanatı övgüye değer bir özgünlük kazanmış, türü kendine öz bir heykelcilik sanatı bütün Anadolu’ya, İzmir’den Antakya değin egemen olmuş hatta yarımada dışına da taşarak Suriye’de ve Filistin’de etkili olmuştu.
Babil sanatından esinlenerek geliştirilmiş boynuzlarla süslü sivri külahlar Hitit sanatın da yeni bir anlam kazanmıştır. Boynuzlar bir tür rütbe işareti olmuştur. Küçük tanrıların sivri külahlarında boynuz sayısı az, büyük tanrılarda ise çoktur. Örneğin İştar’da ve on iki tanrının herbirinde birer boynuz, Hattuşa’nın Gök Tanrısı’nda yalnız ön cephede olmak üzere altı, Hatti Ülkesi’nin Gök Tanrısı’nda ise külahın önde altı ve arka yüzünde beş tane olmak üzere onbir boynuz bulunmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu